Önyargılıdır benim oğlum. İlk defa karşılaştığı herşeye büyük tepki verir. Aylardır kuş denince “cikcik” diyen, havada uçtuğunu “kendince” bilen miniğim, dedesinin evindeki kuşu görür görmez, çığlığı basmıştır. Zaten kendisi denize de zorla alışmış ya da alışmış gibi yapmıştır, halbuki evde küvvetten çıkarılmaya büyük itirazlar etmeye devam etmektedir. Benzer davranışları kum, çimen ve kara da göstermiştir.
Ama bendeniz hala ümidimi yitirmedim ve Boracığımı yine bir yeni ile tanıştırmak için Akvaryum’un yolunu tuttum bugün.
Neyseki miniğim bizi şaşırtmadı ve korkunç bir dirençle balıkların yanına gitmeyi reddederek, karakterinin değişmedini bir kere daha anımsattı:) Sanırım ilk anda balıkların üstüne doğru geleceğini düşündü. Aradaki camı anlamadı ve asla elini sürmedi.
Boracık ne kadar önyargılıysa, annesi de bir o kadar inatçı olmasıyla tanınır ve bilinir. Asla pes etmeyerek, balık havuzlarını gezmeye devam ettik. Kimi zaman kucakta dolandık, kimi zaman akvaryuma tepeden baktık. İtiraf etmek gerekirse bu bakış açısını hiç ama hiç sevmedik. Yine de suya dokunmak için bir girişimde bulunmasını, doğru yolda olduğumu gösteren bir sinyal olarak kabul ettim doğrusu…
Nitekim yanılmamışım. Lütfen şu fotoğrafa bakar mısınız, nasıl da öpmeye çalışıyor balıkları:)
Ama Boracık en çok ne zaman keyiflendi diye soracak olursanız, Akvaryum’dan çıkıp kendimizi Florya’ya açık havaya atınca…
Wowwwww…. Son resme bayıldım. Allah bozmasın bu mutluluğunuzu ;o) Batu ne zaman öpmeye başlayacak acaba ;o(((
İkinize de öpüyorum.
Yeşim